Neden Kötülük Var?
İnsanlık tarihi boyunca en çok sorulan sorulardan biri şudur. Eğer Allah mutlak kudret ve mutlak iyilik sahibiyse, neden kötülük vardır? Bu soru yalnızca felsefenin değil, teolojinin de temel tartışma alanıdır. İslam alimleri tarafından, bu mesele, “kötülük problemi” çerçevesinde ele alınır ve genellikle ilahi adalet anlayışıyla açıklanır.
İslam’da Kötülük Probleminin Temeli
Kur’an, Allah’ın “Adl” (adaletli) ve “Rahman” (merhametli) sıfatları sıkça vurgular. Bununla birlikte dünyada zulüm, acı, hastalık ve felaketlerin varlığı insanı düşündürür.
- Kur’an’da: “Biz insanı bir imtihan vesilesi olarak hem hayırla hem de şerle deneriz.” (Enbiyâ, 35)
- Bu ayet, kötülüğün varlığının anlamsız değil, imtihanın bir parçası olduğunu gösterir.
İslam Düşüncesinde Farklı Yaklaşımlar
Mu‘tezile: İnsan Fiillerinin Yaratanıdır
Mu‘tezile ekolü, ilahi adaleti korumak için kötülüğün Allah’tan gelmediğini, insanın kendi fiillerinden doğduğunu savunur.
- Allah yalnızca iyiliği yaratır.
- Kötülük, insanın özgür iradesiyle yaptığı yanlış seçimlerin sonucudur.
- Böylece Allah’ın adaleti sorgulanamaz.
Eş‘arîler: Kötülüğü de Allah Yaratır
Eş‘arî ekolü, Allah’ın kudretini ön plana çıkarır. Onlara göre:
- Her şeyi yaratan Allah’tır, kötülüğü de O yaratır.
- Fakat insan, kendi iradesiyle o kötülüğü işlemeyi seçtiği için sorumludur.
- Bu noktada “kesb” (kazanma) doktrini devreye girer. Böylece hem Allah’ın kudreti hem de insanın sorumluluğu korunmuş olur.
Mâtürîdîler: İrade ile Yaratma Arasındaki Denge
Mâtürîdî düşünce, daha dengeli bir yol izler.
- Allah her şeyi yaratandır.
- İnsan iradesiyle seçim yapar, Allah ise o fiili yaratır.
- Bu denge, hem Allah’ın kudretini hem de insanın özgürlüğünü korur.
Tasavvufi Bakış: Kötülük Görünenin Perdesi
Sufilere göre kötülük, mutlak bir gerçeklik değildir. İnsanın sınırlı bakış açısının bir yansımasıdır.
- Mevlânâ: “Zahiren şer görünen şey, hakikatte hayır olabilir.” demiştir.
- İbnü’l Arabî kötülüğü göreceli kabul eder. Ona göre bir şey, bir bağlamda kötü görünürken, başka bir bağlamda ilahi hikmete hizmet edebilir.
- Tasavvufi bakışta kötülük, insanı olgunlaştıran ve hakikati arayışa yönelten bir araçtır.
İlahi Adalet Anlayışı
İslam’da kötülük problemi genellikle ilahi adalet bağlamında açıklanır.
- Dünya hayatı bir imtihandır. İnsan, özgür iradesiyle yaptığı seçimler sonucunda, ödül veya ceza alacağı bir sınav alanındadır.
- Şer gözüken şeyler çoğu zaman hayra dönüşür. Örneğin bir musibet kişiyi sabra, tevekküle ve olgunluğa yöneltir.
- Ahiret boyutu: Dünyadaki kötülükler ve adaletsizlikler, ahirette tam adaletle karşılığını bulacaktır.
İslam’ın Mesajı: Kötülükle Mücadele
Kötülüğün varlığı, insanı pasifliğe değil, sorumluluğa çağırır.
- Kur’an, müminin kötülüğü engelleme görevini açıkça vurgular. “Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz, iyiliği emreder, kötülükten alıkoyarsınız” (Âl-i İmrân, 110)
- Bu anlayışa göre insan, yalnızca kötülüğü anlamakla değil, aynı zamanda onunla mücadele etmekle yükümlüdür.
İlahi Adaletin Perspektifi
İslam’da kötülük probleminin çözümü, şu üç noktada toplanır:
- Kötülük mutlak değildir, çoğu zaman izafidir.
- Dünya bir imtihan alanıdır, kötülük bu imtihanın aracıdır.
- Nihai adalet, ahirette gerçekleşecektir.
İlahi Adaletin Işığında Kötülüğü Anlamak
İslam, kötülüğü yalnızca “var” yada “yok” şeklinde değil, imtihanın bir boyutu olarak değerlendirir. İlahi adalet, insanın sorumluluğunu ortadan kaldırmaz, onu güçlendirir. Kötülükle yüzleşmek, insana özgür iradesini bilinçli şekilde kullanma fırsatı verir.
Kaynaklar:
- İmam Mâtürîdî, Kitâbü’t-Tevhîd
- İmam Gazâlî, İhyâ-u Ulûmiddîn
- Fazlur Rahman, Islam and Modernity
- Annemarie Schimmel, Mystical Dimensions of Islam
- Oliver Leaman, An Introduction to Classical Islamic Philosophy


Bir yanıt yazın