İlahi Aşkın Kadim Sesi
Tasavvuf tarihinde “Allah aşkının öncüsü” olarak kabul edilen Rabia el-Adeviyye, kadın bir mutasavvıf olmasına rağmen, erkeklerin egemen olduğu dönemde en derin öğretileriyle öne çıkmıştır. Çünkü o, Allah’a kulluğu korku ve çıkar üzerine değil, saf sevgi ve aşk üzerine kurarak tasavvufta yeni bir dönemi başlatmıştır.
Hayatı
- Doğumu: 717, Basra. Fakir bir ailede dünyaya geldi.
- Çocukluğu: Ailesi çok yoksuldu, küçük yaşta köle olarak satıldı. Ancak ibadetteki samimiyeti ve hikmetiyle efendisinin dikkatini çekti ve özgürlüğüne kavuştu.
- Ömrü: Tüm hayatını zühd, ibadet ve Allah’a aşk dolu bağlılık içinde geçirdi.
- Vefatı: 801’de Basra’da vefat etti.
Öğretileri
1. İlahi Aşk (Mahabbetullah)
Rabia’ya göre hakiki kulluk, Allah’ı sadece cennet için yada cehennem korkusuyla değil, bizzat O’nun Zâtı için sevmektir. Onun en meşhur duası: “Allah’ım, eğer sana cehennem korkusuyla ibadet ediyorsam beni orada yak, eğer cennet ümidiyle ibadet ediyorsam beni oraya sokma, ben sana sadece sen olduğun için ibadet ediyorum.”
2. Samimiyet ve Tevazu
Hayatını tamamen ibadete ve tefekküre adamış, ayrıca dünyevi nimetlerden uzak durarak şöhreti reddetmiştir.
3. Kadının Tasavvuftaki Yeri
Rabia, kadınların da en yüksek manevi mertebelere ulaşabileceğinin kanıtı olmuştur. Çünkü onun etkisiyle tasavvuf tarihinde pek çok kadın veli ve sufi yetişmiştir.
Sözlerinden Örnekler
- “Ben Allah’a iki sevgiyi birden duyarım. Biri O’nun lütfundan dolayı, diğeri de O’na lâyık olduğu için.”
- “Senin aşkın kalbimde öyle bir yer buldu ki, ne başkasına yer kaldı ne de başka sevgiye.”
Tasavvuf Tarihindeki Yeri
Rabia el-Adeviyye, tasavvufun yönünü “zühd”den “aşk”a çeviren en önemli figürdür. Hasan-ı Basrî’nin çizgisini takip etmiş, fakat Allah sevgisini korku ve ümidin önüne geçirerek yeni bir yol açmıştır.
Mirası
- “İlahi aşk” anlayışı, sonraki yüzyıllarda Hallac-ı Mansur, Mevlânâ, Yunus Emre gibi büyük sufilerin ana temasına dönüşmüştür.
- Kadın bir mutasavvıf olarak erkek sufilerle aynı derecede kabul edilmiş, hatta öğretileriyle onlara yol göstermiştir.
- Tasavvufun duygusal ve şiirsel yönünü derinleştirmiştir.
Kaynaklar:
- Annemarie Schimmel, Allah’ın Sevgilisi
- Ahmet Yaşar Ocak, Tasavvuf, Mezhepler ve Tarikatlar
- Nicholson, Studies in Islamic Mysticism


Bir yanıt yazın