Bilimden Mitolojiye Sonsuz Gerçeklikler
Paralel evrenler kavramı, yüzyıllardır hem bilim insanlarının, hem de felsefecilerin zihnini meşgul eden, hayal gücümüzün sınırlarını zorlayan bir fikirdir. Başka bir yerde, başka bir ‘siz‘in, farklı kararlar alarak tamamen farklı bir hayat sürdüğünü düşünün. Bu sadece bir bilim kurgu fantezisi mi, yoksa fizik yasalarının kaçınılmaz bir sonucu mu? Sitemizin doğasına uygun olarak, bu derin ve karmaşık konuyu hem kuantum mekaniğinin sarsılmaz temellerinden, hem de ezoterik ve mitolojik anlatıların derinliklerinden inceleyelim.
Paralel Evren Kavramının Doğuşu: Kuantum Mekaniği
Kuantum fiziği, evrenin en küçük yapı taşlarını inceler. Ayrıca klasik fiziğin makro dünyasında görmediğimiz tuhaf bir gerçekliği ortaya koyar. Paralel evrenler fikrinin modern bilimdeki en güçlü kaynağı da bu alandan gelir:
Çoklu Dünyalar Yorumu (Many-Worlds Interpretation – MWI)
1957 yılında Hugh Everett III tarafından önerilen Çoklu Dünyalar Yorumu (MWI), paralel evrenler teorisinin en popüler ve kışkırtıcı halidir. Bu yoruma göre, kuantum seviyesindeki her belirsiz olay, evreni dallara ayırır ve her olası sonuç farklı bir evrende gerçekleşir.
- Örneğin, bir elektronun konumu ölçüldüğünde, MWI’ye göre elektron gerçekten de her olası konuma aynı anda sahiptir. Ancak her konumu temsil eden bir evren oluşmuştur.
- Yani, siz bu yazıyı okumayı seçtiğiniz anda, okumamayı seçtiğiniz bir diğer evren anında ayrılmış ve var olmaya devam etmektedir.
Bu senaryo, sonsuz sayıda evrenin var olduğu ve her an yeni evrenlerin oluşmaya devam ettiği anlamına gelir.
Sicim Teorisi ve Bran Evrenler
Daha büyük ölçekte, Sicim Teorisi ve onun uzantıları olan Bran (Membran) Evrenler modeli, paralel evrenler fikrini kozmolojik bir seviyeye taşır.
Sicim Teorisi, temel parçacıkların tek boyutlu titreşen enerji dizeleri (sicimler) olduğunu varsayar. Bu durum 10 veya 11 boyutlu bir uzay-zaman gerektirir. Bizim evrenimiz, bu yüksek boyutlu uzayda yüzen üç boyutlu bir zardır (Bran). Bu modele göre:
- Bizim Bran evrenimizin yanında, diğer Bran evrenleri de mevcuttur.
- Bu evrenler, bizim evrenimizden sadece çok az etkileşimle ayrılmıştır (çoğunlukla kütleçekim kuvveti üzerinden).
- Sitemizdeki Kuantum Fiziği ve Gerçekliğin Doğası konulu yazımız, bu teorilerin temellerini daha detaylı açıklamaktadır.
Felsefi ve Ezoterik Düşüncedeki Paralel Gerçeklikler
Fizik, paralel evrenleri matematiksel denklemlerle açıklar. Felsefe, teoloji ve tasavvuf ise bu çoklu varoluşu bilinç, ruh ve zaman kavramları üzerinden ele alır.
Felsefi İdealizm ve Bilinç Evrenleri
Antik dönemden beri bazı felsefi akımlar, gerçekliğin temelinin madde değil, bilinç olduğunu savunur. Felsefi İdealizm, bilincin her şeyi yarattığını ve algılanan her şeyin bilinçten türediğini öne sürer. Bu bağlamda, paralel evrenler:
- Farklı bilincin yarattığı farklı deneyim katmanları olarak görülebilir.
- Her ‘siz’, evreni kendi algısıyla yaratan ve deneyimleyen bir bilinç odağıdır.
Tasavvuf ve Ezoterizmde Katmanlı Varlık
Tasavvuf ve birçok ezoterik gelenekte, bizim yaşadığımız fiziki dünya, varoluşun yalnızca en alt katmanıdır. “Görünenin Ardındaki Gerçeklik” arayışı, çoklu evren fikriyle paralel ilerler.
- Tasavvuf: “Âlemler” kavramı (örneğin, Âlem-i Misâl, Âlem-i Ervah) sadece mekansal değil, aynı zamanda farklı titreşim seviyelerinde var olan paralel gerçekliklerdir. Mistik deneyimler, bu katmanlar arasında geçiş olarak yorumlanır.
- Ezoterizm: Birçok ezoterik okul, insanın “astral” veya “eterik” bedenlerle bu paralel düzlemleri deneyimlediğini ileri sürer. Buradaki paralel evrenler, farklı frekanslarda titreşen, ancak aynı anda var olan enerji alanlarıdır.
Tasavvufta Zaman ve Varlık Anlayışı başlıklı yazımızda bu mistik katmanlar daha ayrıntılı ele alınmaktadır.
Paralel Evrenler ve İnsan Deneyimi: Mitoloji ve Rüya
Mitolojiler ve Rüyalar, insanların bilinçaltında bu çoklu gerçeklik hissini deneyimleme biçimleri olabilmektedir.
Mitolojik Geçitler ve Diğer Dünyalar
Hemen hemen her kültürde, kahramanların veya şamanların “Öteki Dünya“ya (Underworld, Heaven, Fairy World) geçişini anlatan mitler mevcuttur. Bu geçitler, modern paralel evrenler fikrinin ilkel yansımalarıdır.
- Kelt Mitolojisi: Savaşçıların zamanın farklı aktığı veya farklı yasaların işlediği “Öteki Diyarlar“a geçişi.
- Kuzey Mitolojisi: Hayat Ağacı (Yggdrasil) ile birbirine bağlanan dokuz farklı dünya (evren).
Bu hikayeler, bilinçaltımızın, yaşadığımız dünyanın tek ve kesin gerçeklik olmadığını kabul etme ihtiyacını gösterir.
Rüyalar: En Kişisel Paralel Evrenimiz
Rüyalar, kendi bilincimizde yarattığımız, fiziki yasaların askıya alındığı, duyguların ve olayların farklı aktığı en kişisel paralel evrenlerimizdir. Berrak rüya (Lucid Dreaming) deneyimi yaşayanlar, rüyayı bilinçli bir şekilde yönetebilir. Aynı zamanda rüya dünyasının, bizim ‘uyanık’ gerçekliğimize ne kadar paralel ve detaylı olabileceğine tanıklık ederler.
Bu da bizi en temel soruya geri getirir. Gerçeklik dediğimiz şey, sadece o an deneyimlediğimiz bilincin bir ürünü müdür? Paralel evrenler kavramı, sadece fiziksel bir hipotez değil, aynı zamanda varoluşun karmaşıklığına dair felsefi bir meydan okumadır.
Kaynaklar:
- Brian Greene, The Hidden Reality: Parallel Universes and the Deep Laws of the Cosmos
- Hugh Everett III, The Many-Worlds Interpretation of Quantum Mechanics
- Mircea Eliade, Mit ve Gerçeklik
- Seyyid Hüseyin Nasr, İslam Kozmolojisi
- Nick Bostrom, Are You Living in a Computer Simulation?


Bir yanıt yazın