Walter Russell ve Evrensel Yasalar: Mit Mi, Hakikat Mi?

Sıra Dışı Bir Hikayenin Çekiciliği

Bilim tarihi boyunca kimi kişiler yalnızca akıl ve deneyle değil, aynı zamanda vizyonlar ve içsel deneyimlerle de hakikati anlamaya çalıştı. Walter Russell (1871–1963) da bu isimlerden biriydi. Ressam, heykeltıraş, besteci ve yazar olan Russell, 1921 yılında yaşadığı iddia edilen “39 günlük trans” ile evrenin sırlarını çözdüğünü öne sürdü. Onun anlattıkları bazı çevrelerce “evrensel yasaların keşfi” olarak yorumlandı, fakat bilim dünyası tarafından şüpheyle karşılandı.

Bu yazıda Russell’ın hikayesini, “keşiflerini” ve aynı zamanda bu iddiaların gerçeklikle ilişkisini ele alacağız.

39 Günlük Trans ve “Evrensel Olan”

Anlatılara göre Russell, Mayıs 1921’de derin bir transa girdi. Bu süreçte neredeyse hiç yemek yemedi, içmedi ve bilincinin evrenin kaynağına yükseldiğini iddia etti. Uyandığında sayfalarca yazmaya başladı. Ortaya çıkan metinlere “The Universal One” (Evrensel Olan) adını verdi.

Russell bu el yazmasını dönemin 500 bilim insanına gönderdi. Çoğu “uçuk” buldu. Ancak rivayetlere göre Nikola Tesla, ona “Bu bilgileri bin yıl sakla, insanlık henüz hazır değil” dedi. Bu hikayenin belgesel bir kanıtı yoktur, Tesla ile ilişki kısmı daha çok söylenti olarak kabul edilir.

Russell’ın İddia Ettiği Keşifler

1. Evren Bir Düşüncedir

Russell’a göre madde, gerçekte düşünceyle yavaşlamış ışıktan ibarettir. Gördüğümüz her şey aslında kristalleşmiş ışık formudur. Atomlar da düşüncenin maddelemiş tezahürleridir.

2. Enerji Ritmiktir

Evrenin tüm yapısı ritim, titreşim ve dalgalar üzerine kuruludur. Hiçbir şey durağan değildir, katı görünen duvarlar bile aslında donmuş dalgalardır.

3. Dualite Bir Yanılsamadır

İyi–kötü, ışık–karanlık, yaşam–ölüm vb. gibi kamramlar, Russell’a göre karşıtlık değil, evrensel dengenin farklı yüzleridir. Varoluş çatışma değil, aksine uyum üzerine kuruludur.

4. Madde Işıktan Doğar

Atomları “sarmal şekilde sıkıştırılmış ışık” olarak tanımlayan Russell, aynı zamanda ölümün de bu sıkışmış ışığın serbest kalmasından ibaret olduğunu söyler.

5. Elektriğin Gerçek Doğası

Elektriğin yalnızca elektron akışı olmadığını, aynı zamanda canlı ve nefes alan bir enerji sarmalı olduğunu iddia etti. Ona göre doğru şekilde kullanılırsa sınırsız enerji açığa çıkabilirdi.

6. Uzay Boş Değildir

Russell, boş uzayı “potansiyel enerjinin denizi” olarak gördü. Bu deniz tüm maddeyi doğurur ve ona göre kıtlık, bu enerjiye erişimle ortadan kalkabilirdi.

7. Sağlık Ritimdir

Hastalık, bedensel ritimlerin bozulmasıdır. Doğru titreşimlerle sağlık geri getirilebilir, bu, ilaçların ötesinde bir “geleceğin tıbbı”nı işaret eder.

8. Zaman Bir Sarmaldır

Geçmiş, şimdi ve gelecek aslında iç içe dönen bir spiral içinde vardır. Ona göre olmuş ve olacak her şey şimdide mevcuttur.

9. Zihin Gerçekliği Yaratır

İnançlar, düşünceler ve duygular doğrudan maddi dünyayı şekillendirir. Zihni değiştirmek, hayatı değiştirmek demektir.

10. İnsanlığın Kozmik Kaderi

Russell, insanları günahkâr varlıklar değil, yaratıcı güce sahip kozmik bilinçler olarak görüyordu. Ona göre insanlığın amacı evrenle uyumlu şekilde hakikati bilinçle inşa etmekti.

Bilimsel Değerlendirme: İddia mı, Gerçek mi?

Russell’ın düşünceleri spiritüel, metafizik ve sanatsal açıdan ilham vericidir. Fakat bilimsel ölçütlerle değerlendirildiğinde;

Deneysel kanıtlarla desteklenmemiştir.
Fizik ve biyoloji alanlarında teori olarak kabul görmemiştir.
“39 gün transı”, “Tesla’nın mektubu” gibi unsurlar tarihsel açıdan doğrulanmamıştır.

Bu nedenle Russell’ın anlatıları, bilimden çok ezoterik ve felsefi düşünce alanına aittir.

İlham ve Sembol Değeri

Sonuç olarak Russell’ın hikayesi, insanlığın hakikat arayışının yaratıcı bir tezahürüdür. “Evrenin düşünce olduğu” yada “sağlığın ritimle ilişkili olduğu” gibi fikirler, metaforik açıdan değerli olabilir. Modern çağda kuantum fiziği, bilinç çalışmaları ve enerji teorileri tartışılırken, Russell’ın adı yeniden gündeme gelmektedir. Onun fikirlerini katı bilimsel doğrular olarak değil, “hakikati aramanın sanatsal ve metafiziksel bir yansıması” olarak görmek daha sağlıklı olacaktır.

Kaynaklar: