İlahi Sevginin Yolculuğu
Tasavvufun merkezinde aşk vardır. Ancak bu aşk, dünyevi bir sevgi yada beşeri bir arzu değildir. Tasavvufta aşk, Allah’a duyulan sınırsız muhabbet, yani “Muhabbetullah”tır.
Kur’an’da Allah şöyle buyurur: “Allah, onları sever, onlar da Allah’ı sever.” (Mâide 5/54)
Bu nedenle tasavvufi aşk, bu karşılıklı sevgi bağına işaret eder. İnsan Allah’ı sever, Allah da sevdiği kulunu kendisine yaklaştırır.
Aşkın Kaynağı: Allah’ın Cemali
Tasavvuf büyüklerine göre aşkın kaynağı Allah’ın cemal sıfatıdır. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur. “Allah güzeldir, güzelliği sever.” (Müslim, Îmân, 147). Allah, cemalini görmek ve sevdirmek için mahlûkatı yaratmıştır. Dolayısıyla aşk, yaratılışın özü ve varlığın sebebidir.
Sufilerin Gözünde Aşk
Hallâc-ı Mansûr
Hallâc’a göre aşk, kul ile Allah arasında perde bırakmaz. Yani onun “Enel Hak” (Ben Hakk’ım) sözü, aşkta fânî olmanın ifadesidir.
Mevlânâ
Mevlânâ için aşk, varlığın özüdür. Mesnevî’de der ki: “Aşksız insan kanatsız kuş gibidir.”
Ona göre aşk, insanı Allah’a doğru uçuran yegâne güçtür.
Yunus Emre
Yunus’a göre aşk, yolun ta kendisidir. “Aşkın aldı benden beni, bana seni gerek seni.”
O, aşkı hem ilahi bir sır, hem de insanın kalbini arındıran ateş olarak görür.
Tasavvufta Aşkın Mertebeleri
- Beşerî Aşk
- İnsan, bir güzelliğe hayran olur. Bu ilk adımdır.
- Sufiler, bu sevgiyi “ilahi aşkın gölgesi” kabul eder.
- Mecazî Aşk
- İnsan, yaratılmışlardaki güzellikten Allah’ın güzelliğine intikal eder.
- Örneğin Leylâ’ya duyulan aşk, hakikatte Mevlâ’ya götüren bir köprüdür.
- Hakikî Aşk (Muhabbetullah)
- Kalp yalnızca Allah’a yönelir.
- Âşık, artık sadece Allah’ın rızasını arar.
- Bu noktada Âşık ile Maşuk arasındaki perdeler kalkar.
Aşkın Özellikleri
- Fedakârlık: Âşık, her şeyini sevgilisi için feda eder.
- Fena Fillah: Âşık, benliğini yok eder, Allah’ta var olur.
- Sabır ve Seher: Gerçek aşk, hem sabırla, hem de gece ibadetleriyle olgunlaşır.
- Yakınlık: Âşık, Allah’a o kadar yaklaşır ki, artık O’nsuz bir an bile yaşayamaz.
Kur’an ve Hadiste Aşk
- “Allah müminleri sever, müminler de Allah’ı sever.” (Bakara 2/165)
- “Kim Allah’ı ve Resûlünü severse, kıyamet gününde sevdiğiyle beraber olur.” (Buhârî, Edeb, 96)
Bu hadis, sufiler için aşkın zirvesini ifade eder, sevdiğinle beraber olmak.
Aşkın Ateşi: Kalbi Arındırmak
Tasavvufta aşk bir ateş olarak görülür. Bu ateş;
- Nefsin kirlerini yakar.
- Kalbi cilalar.
- Gönlü Allah’ın tecellisine hazırlar.
Mevlânâ der ki: “Aşkla pişen insan hamlıktan kurtulur.”
Yolun Özeti
Tasavvufta aşk, yolun hem başı hem de sonudur.
- Başlangıçta, aşk insanı yola çıkarır.
- Yol boyunca, aşk insana sabır ve güç verir.
- Sonunda, aşk kul ile Allah’ı buluşturur.
Yunus Emre’nin şu sözüyle bitirelim: “Aşkın ile mest olmuşam, başka mestlik istemem. Sensiz bana can gerekmez, canan gerek sensin.”
Kaynaklar:
- Mevlânâ, Mesnevî
- Yunus Emre Divanı
- Hallâc-ı Mansûr, Divân
- İmam Gazâlî, İhya-u Ulûmiddin
- Annemarie Schimmel, Aşkın Dili


Bir yanıt yazın